Uluslararası Tahkim ve Milletlerarası Ticaret Odası

Hazırlayanlar : TUĞBA KARADAĞ, SEDA FİDAN

   

              Ulaşım, haberleşme ve teknolojinin giderek geliştiği bu yüzyılda, uluslararası ticaret de önem kazanmakta ve hızla büyümektedir. Dinamik yapısı gereği gelişmelere açık olması ve mesafe kavramının yok olması sebebiyle şahısların ticari faaliyetleri, birçok uyuşmazlığa yol açmaktadır. Uluslararası ticarette kişilerin farklı vatandaşlıklarda olması, olası bir uyuşmazlığın nasıl çözümleneceği sorusunu da beraberinde getirmektedir. Tahkim, “kanunun tahkim yolu ile çözümlenmesine izin verdiği konular kapsamında olmak koşuluyla, taraflar arasında doğmuş veya doğabilecek olan hukuk uyuşmazlıklarının mahkemeler yerine hakemler eliyle çözülmesi sistemidir.” [1] Dolayısıyla, tahkim, taraflar arasındaki bir uyuşmazlığın, hakem veya hakemler tarafından çözümlenmesini ve başka çözüm yollarını da taraflara sunmaktadır. Özellikle son yıllarda çok tercih edilmesi; dava konusu olayların uzmanları tarafından görülmesi, devlet yargısına göre daha hızlı sonuca bağlanması ve buna bağlı olarak uzun süren davalara kıyasen -özellikle büyük şirketler açısından- daha ucuz olması, seçimlere göre hakemlerin taraflarca belirlenebilmesi gibi sebeplere[2] bağlanmaktadır.

           Uluslararası ticari ilişkilerdeki uyuşmazlıklarda, 1923’te kurulmuş ve o tarihten bu yana çözüme kavuşturduğu davalar ile zengin bir içtihat birikimi sağlamış Milletlerarası Ticaret Odası (Interntional Chamber of Commerce) önemli bir rol oynamaktadır. Sözleşmede çıkabilecek olası bir uyuşmazlığın çözümü ile ilgili taraflar, yaptıkları sözleşmeye ekleyecekleri Milletlerarası Tahkim Divanı’na götürüleceğine dair tahkim şartı[3] ile bu uyuşmazlığı çözebilmektedirler.

    Uluslararası ticaret sözleşmelerindeki maddelerin uygulanmasına dair herhangi bir anlaşmazlıkta, uzlaşma arzu edilen çözüm yollarından birisidir. Bu nedenle Milletlerarası Ticaret Odası bu uyuşmazlıkların çözümünü “Uzlaşma Kuralları (Rules of Conciliation)” ile düzenlemiştir.[4]

      Organ olarak Tahkim Divanı ve Tahkim Sekreteryası’ndan oluşan ICC, bu organların faaliyetlerini belirlediği düzen çerçevesinde değerlendirmekte ve iç kuralları ile sınırlandırmaktadır. Tahkim Divanı’nın yaptığı çalışmalar kural olarak gizlidir, divan üyelerinin tarafsızlığı esastır. Bu konu ile ilgili olarak, 1998’de kurum, aldığı yoğun şikayetler sonucunda, yeni çalışmalar ile[5] 01.01.1998 tarihli Tahkim Tüzüğü değişikliğini yapmıştır.

Organlar ve İşleyişlerine Genel Bakış

      Davaya katılma sürecinin başlatılması ve farklı dillerdeki davaların günlük yönetimi ICC’nin Paris merkezindeki Divan Sekretaryası tarafından yürütülmektedir. Davacının dava dilekçesini Tahkim Sekreteryası’na göndermesinden sonra Sekretarya bu dilekçeyi 30 gün içinde yanıtlaması için davalıya tebliğ eder. Başvuru, dilekçe özellikleri, başvuru şartları, hizmet ücreti gibi pek çok uygulama içermektedir. [6]

    ICC tahkim davaları ise, hakem heyetleri tarafından yürütülmektedir. Hakem Mahkemeleri’nin oluşturulması ve işleyişi ICC Tahkim Kuralları’nın 7-12. maddelerinde düzenlenmiştir.  Hakem heyetleri davayı takip ederek, kararlarını bir sonuca bağlamak ile yükümlüdürler. Hakem heyetlerinin faaliyetleri Milletlerarası Tahkim Divanı tarafından izlenmekte, çalışmaları süreç içerisinde kontrol edilmektedir. Divan’ın genel görevi ise, ICC Tahkim Kuralları’na uygun olarak tahkimleri denetlemek ve organize etmektir. Bunun yanı sıra Divan, hakemleri, hakem ve tarafların ait oldukları ülkeleri göz önünde tutarak atamaktadır. Böylece, hakem seçimleri iki tarafın birer hakem seçmesi ve üçüncü hakemin ICC tarafından atanması ile gerçekleşmektedir. Taraflar hakemler ve sayısı konusunda anlaşamazlarsa, Tahkim Divanı tek hakem atamaktadır. Ancak, uyuşmazlığın niteliği gereği Divan yargılamanın üç hakem tarafından yapılmasına da karar verebilir[7] 55 farklı ülkeden oluşan 65 üyesi ile Divan, dünyanın her yerindeki uluslararası tahkim uygulamalarını takip etmekte, çalışma metotlarını tarafların ve hakemlerin doğmuş veya doğabilecek ihtiyaçlarına göre şekillendirmektedir.

     Hakem seçimi tamamlandıktan sonra, Hakem Mahkemesi uyuşmazlığın esasını duruşmalar ve belgeler ile inceleyerek davayı tamamlamaktadır. Dava süresi kural olarak görev belgelerinin imzalanmasından sonra 6 aydır, fakat gerekli hallerde Divan bu süreyi uzatabilmektedir. Son olarak Divan, karar taslağını inceler, şekle ilişkin bazı değişikler önerebilir, ancak ilke olarak hakem kararına esas itibariyle müdahale edememektedir. Karar taslağını Divan tarafından onaylanmasından sonra, karar hakemlerce imzalanmakta ve Sekreterya’ya gönderilmektedir. Sekreterya’nın kararı taraflara tebliğ etmesiyle dava sonuçlanmaktadır.


Kararlara Tarafların Ülkelerinde Sonuç Bağlatma: Tanıma ve Tenfiz Sistemi

     Yabancı hakemlerin verdikleri kararların, tarafların ülkelerinde bağlayıcı olabilmesi için ülkeler, bununla ilgili bir milletlerarası sözleşmeye taraf olma ya da kendi iç hukuk düzenlemelerinin gerçekleşmiş olma şartını aramaktadır. Tanıma ve tenfiz bu bağlamda yabancı hakem kararlarının tahkimin amacına uygun olarak, makul bir sürede tanıtılması ve uygulanması için açılacak bir dava ile gerçekleşmektedir. Tanıma ve tenfiz farkı, hakem kararının uygulanmasında icrai bir durum olup olmaması göstermektedir.

      Yabancı hakem kararının tenfizi için, kararın tanınmasına ek olarak icra edilebilirliğine ilişkin de sonuç bağlanır. Gerektiğinde devletin kolluk kuvvetleri kullanılarak söz konusu sonuç yerine getirilebilmektedir. Kısaca tenfizine karar verilen yabancı hakem kararı, sırasıyla kesin hüküm, kesin delil ve icra edilebilirlik sonuçlarını doğurmaktadır. Tanımada ise ilk iki sonuç doğarken, icra edilebilirlik hakem kararının niteliği gereği doğmamaktadır.

       Birçok ülkenin taraf olduğu ve hakem kararlarının tenfizi için en çok kabul gören sözleşme 10 Haziran 1958 tarihli New York Sözleşmesi’dir. (Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası İçin Sözleşme) Türkiye’nin de içinde bulunduğu 143 taraf ülke ile New York Sözleşmesi, tahkim antlaşmalarının ve hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin genel düzenlemelerin[8] yanında, tanıma ve icra için gerekli belge ve yükümlülükleri de düzenlemiştir. [9] Amacı uluslararası uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesini desteklemek ve buna, gerekli hukuki zemini hazırlamaktır. Tahkimin oluşturulmasına, hakem kararlarının uygulanmasına, tanıma ve tenfize ilişkin hükümler sözleşmede açıkça düzenlenmiştir. Mahkemelere iç hukuklarına başvurmaları için tahkime elverişsizlik konusunda söz bırakılmış fakat bu konu da istisnai tutulmuş, sınırlandırılmıştır. Bunun yanı sıra,  sözleşmenin 11. maddesinde açık bir şekilde tüm ülkelerin bu sözleşmeye taraf olabilecekleri düzenlenmiştir. Türkiye de “Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun[10]” ile bu sözleşmeyi kabul etmiştir.

      Türk Hukuku’nda hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin hükümler Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) ile düzenlenmiştir. MÖHUK’te düzenlenen hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin hükümlere “İkinci Bölüm”de yer verilmiştir.[11] 50-63. maddeler arasında düzenlenmiş olan bu hükümler New York sözleşmesi maddelerine esas bakımından paralel olarak hazırlanmıştır. Uygulanabilirlik açısından çeşitli tartışmalar olsa da genel olarak, MÖHUK hükümlerinin tanıma ve tenfiz bağlamında, New York Sözleşmesine taraf olmayan ülkeler ile ilgili uyuşmazlıklarda uygulanacağı görüşü hakimdir. Ayrıca Türk Hukuku’nda tahkim ile ilgili başka düzenlemeler de mevcuttur. “Kamu Hizmetleri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun[12]” ve “Hukuk Muhakemeleri Kanunu” (HMK) da tahkim ile ilgili düzenlemeler[13] getirmiştir.

      Sonuç olarak, yaşanılan yüzyıldaki teknolojik gelişmeler ve ticarette ülkeler arası sınır çizgilerinin silikleşmesi ile dünya ticaretinin önündeki engeller kalkmakta, sınırlamalar genişlemektedir. Bu durum küresel üretimin, karşılıklı yatırımlar ile gerçekleşmesinin doğal bir sonucudur. Geleneksel diplomasi bu bakımdan mobilleşmiş ticarete, zaman içinde vurulmuş bir zincir olmuştur. Bu durumun aşılması ve serbest ticari ilişkilerin ulusal yargının eski ve işlevselliğini kaybetmiş, bölgelere göre farklılık gösteren öznel bürokrasisine dayanmaması için, uluslararası tahkim devreye girmektedir. Dolayısıyla, tahkimin uyuşmazlıkları hızlı ve güvenilir biçimde çözüme kavuşturabilmesi için etkili kılınması ve tarafları bağlayıcı sonuçlar doğurması gerekmektedir. Bu teminatı ise ülkelerin yetkili mercilerinin sağlamasının gerekliliği su götürmez bir gerçektir. ICC Tahkim Kuralları, New York Sözleşmesi gibi temelinde ulusal hukuk sistemlerine takılmadan, hızlı ve tarafsız sonuç bağlanımını öngörmüş sözleşmeler, bu nedenle yıllardır birçok ülke tarafından kabul görmektedir.

DİPNOTLAR

[1] Akıncı Ziya, Milletlerarası Tahkim, İstanbul, 2013, s.23.

[2] Doç. Dr. Nevhis Deren YILDIRIM, “Tahkimin Olumlu ve Olumsuz Yönleri”, Ankara Barosu Dergisi, 2002.

[3] “All disputes arising out of or in connection with the present contract shall be finally settled under the Rules of Arbitration of the International Chamber of Commerce by one or more arbitrators appointed in accordance with the said Rules”. ICC Rules of Arbitration, ICC Publishing S.A., (Publication No:581), Paris, France, 1997.

[4] ICC Rules of Conciliation, ICC Publishing S.A., (Publication No:581), Paris, France, 1997.

[5] Bkz. Yrd. Doç. Dr. Leyla Keser BERBER, “Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Tahkim Tüzüğü Uygulaması”, 1999.

[6] “ICC Tahkim Kuralları”, madde 3-6. , http://icc.tobb.org.tr/docs/ICC_Tahkim_Kurallari_Kitapcik.pdf  (son erişim tarihi: 16.04.2016)

[7] “ICC Tahkim Kuralları”, madde 12.

[8] “New York Sözleşmesi”, madde 1-2-3-7  http://tahkim.barobirlik.org.tr/dokuman/newyorksozlesmesi.pdf  (son erişim tarihi: 16.04.2016)

[9] “New York Sözleşmesi”, madde 4-5.

[10] 8 Ağustos 1991, Sayı 3731,   http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/20877.pdf

[11] Bkz. “ MÖHUK”, madde 50-63.  http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2007/12/20071212-1.htm

[12] 21 Ocak 2000, Sayı 4501,  http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4501.pdf

[13] 12 Ocak 2011, Sayı 6100 , Madde 407-444. , http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/02/20110204-2.htm